Lazer epilasyonda ise ana kural; kıl folikülünde yerleşmiş bulunan melanin adı verilen renk maddesinin, lazer ışığı tarafından tutularak, ısıya dönüşmesini sağlamak ve daha sonrada ortaya çıkan bu ısı enerjisi ile, kıl folikülünü tahrip etmektir. Bu seçici emilim sayesinde cildin üst tabakaları etkilenmeden kıl folikülü tahrip edilmiş olur. Lazeri diğer yöntemlerden ayıran ana özellik, kılı çevreleyen dokunun zarar görmemesi ve sadece kıl kökünün etkilenmesidir. Lazer epilasyon vücudun tüm bölgelerinde rahatlıkla uygulanır. Diğer epilasyon türlerine göre işlem oldukça kısa sürer ve epilasyondan sonra hastalara herhangi bir kısıtlama yapılmaz.
Şekil 4.2: Kıl kökünün lazer öncesi ve lazer sonrası değişikliği
Bu epilasyon tekniğinde ışık miktarı ve uygulama süresinin doğru ayarlanması önemlidir. Lazer ışınının kıl köküne ulaşması ve ısı enerjisine dönüşerek kıl köküne hasar vermesi gerekir. Kıl köklerinin derinliği vücudun çeşitli yerlerinde değişmekle birlikte, deri yüzeyinin 2-5 mm altındadır. Bu nedenle lazer ışını dalga boyunun cilt altında 2-5mm derinliğine kadar ulaşması gerekmektedir.
Güvenli, kalıcı ve kısa sürede tamamlanan bir tedavi için, cilde gönderilecek ışının dokuya zarar vermeden, kıl kökünde yüksek düzeyde tahribat yapması beklenir. Buna göre ışının jul cinsinden enerji değerleri ve milisaniye cinsinden gönderilme süresi ve sıklığı; kişinin cilt rengi, kıl rengi, kalınlığı ve yoğunluğuna göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle lazer uygulamaları uzman hekimler tarafından yapılmalıdır.
Lazer epilasyonda kırmızı ışın kullanılır. Bu ışınlar koyu renkli kıl köklerinde ve kıl gövdelerinde tutulur. Lazer epilasyon yöntemi, beyaz tenli ve koyu renk tüylü kişilerde daha etkilidir. Işık beyaz tende fazla kayba uğramadan koyu renk tüyler tarafından tutularak yüksek ısı oluşturur ve tahribat daha fazla olur. Dolayısı ile daha kısa sürede sonuç alınır. Kızıl ve sarışın insanlarda görülen kıl rengi daha açık olduğu için ışığın emilim miktarı daha azdır. Bu özellikteki kişilerin ışıklı epilasyondan netice alması zordur. Beyaz tüylerde ışık tutulmadığından ısı oluşmaz. Bunlar renksiz tüyler olduğu için ışıklı epilasyonun her türü etkisiz kalır.
Koyu renkli tenler lazer ışınlarını tutacağından ciltte yanıklar oluşur. Bu nedenle lazer uygulanacak cildin güneşten renginin koyulaşmaması gerekmektedir. Bronz ciltlere lazer uygulaması önerilmez. Lazer epilasyon sonrasında da bir süre ultraviole koruyucu kremler kullanılması, olası renk bozukluklarını önlemek için gereklidir. Lazer epilasyon uygulanacak kişilerin beta karoten içeren ilaçlar kullanması (Avitamini gibi), ya da karotenden zengin besinler (havuç, portakal gibi turuncu besinler) ile uzun süredir beslenmiş olmak lazer epilasyonun etkinliğini azaltabileceğinden bu tür ilaçlar ve besinler kesilmelidir.
Işığın tutulması deriye ve kıla renk veren melanin pigmentine bağlıdır. Bu pigment, tüylerin dışında üst deri (epidermis) tabakaları arasında da bulunur. Üst deri ışıktan korunmazsa, renkaçılması (hipopigmentasyon), renk koyulaşması (hiperpigmentasyon) gibi istenmeyen etkiler oluşabilir. Üst deriyi bu yan etkilerden korumak için, ışıklı epilasyon uygulamasında cilt soğutulur. Bu soğutma işlemi çok önemlidir. Mutlaka yapılmalı ve soğutma düzeyi iyi ayarlanmalıdır. Soğutma yetersiz olursa, hafif cilt yanıkları oluşur.
Günümüzde hiçbir epilasyon yöntemi ağrısız değildir. Kişiden kişiye değişen ağrı eşiğine bağlı olarak, lazer epilasyon sırasında ağrı duyulabilir. Bazı hastalarda bu ağrı, lazerepilasyonu sürdüremeyecek kadar şiddetli bile olabilir. Genellikle duyulan ağrı etkisi, cilde lastik çarpması şeklinde tanımlanabilir. En fazla ağrı duyulan bölge bikini bölgesidir. Ayrıca erkeklerde ve koyu kalın kıllara sahip kişilerde ağrı duyma daha şiddetli olabilir.
Lazer epilasyon uygulamadan birkaç hafta önce, kılı köküyle birlikte alan ağda, cımbız gibi yöntemler uygulanmamalıdır. Kılların kökünden alınması lazerin etki edeceği kıl kökünü ortadan kaldıracağı için, beklenen fayda sağlanamaz. Bunun için lazer epilasyondan önce kıllar jiletlenmelidir. Böylelikle kıl kökleri deri içinde kalır.
Uygulama sonrasında kısa süreli olarak, hafif bir kızarıklık, kabarıklık ve yanma görülebilir. Bu durum tedaviden sonra birkaç saat içinde geçmektedir. Çok hassas ciltlerde kızarıklıklar 2-3 gün devam edebilir.
Vücut kılları büyüme (anajen), gerileme (katajen) ve dinlenme ( telojen) olarak adlandırılan üç gelişim evresinde bulunur. Her kıl değişik evrelerde olduğundan lazerin kılı yok etme süresi farklıdır. Lazer epilasyon sadece büyüme (anajen) evresindeki kılları etkiler. Bütün kıl kökleri aynı evrede olmadığı için tek uygulamada bölgedeki tüm kılları yok etmek mümkün değildir. Herkesin vücut yapısı, hormon seviyeleri ve cilt tipi farklı olduğundan sonuca ulaşmak için gereken süre kişiden kişiye değişmektedir. Genellikle tedavi süreci 1-1,5 yıl sürer. Bu sürede vücut bölgelerine ortalama 5-6 kez; yüz bölgesine 7-8 kez uygulama yeterli olabilir. Uygulama sıklığı yüz bölgesinde 1-1,5 ay, vücut bölgelerinde 2 – 2,5 aydır. Tedavi ilerledikçe uygulama aralıkları uzamaktadır. Örneğin üçüncü dördüncü uygulamadan sonra daha seyrek aralıklarla uygulama yapılır. Bir sonraki uygulamaya kadar tüyler çıkmayacağından herhangi bir işlem gerekmemektedir.
Lazer epilasyon yönteminde çok kısa sürelerde, büyük alanlarda çalışma yapılabilir. Her uygulama yapılacak bölge, genişliğine göre farklı sürede tamamlanır. Örneğin tüm bacaklar, sırt gibi büyük alanlar ortalama 2- 2,5 saat; koltuk altı, bikini bölgesi, yüz gibi daha küçük bölgeler 10-15 dakika; bıyık, çene gibi küçük bölgeler 2-3 dakika gibi sürelerde taranmaktadır.
Son yıllarda erkeklerinde bakımına önem vermesiyle birlikte, çeşitli uygulamalar için güzellik ve bakım merkezlerine giden erkeklerin sayısında büyük bir artış olduğu gözlenmektedir. Erkeklerin bakımlarında en fazla ilgi gösterdikleri konuların başında ise, istenmeyen tüylerden kurtulma yöntemleri geliyor. Özellikle sakal üstü, kaş arası, ense, boyun, ellerdeki tüyler ve batıklar, omuz, sırt ve göğüs bölgelerindeki kıllardan şikayetçi olan erkekler, lazer epilasyon yöntemi ile istenmeyen tüyler ve batıkların tedavisine büyük ilgi gösteriyorlar.
Hatta erkek hastaların, kıl köklerinin kalın olması nedeniyle lazer epilasyon konusunda daha şanslı olduğu söylenebilir. Kıl kökleri daha kalın olduğundan lazer ışınının enerjisinden daha fazla etkilenmekte ve kıl kökünde daha fazla tahribat oluşmaktadır. Buna bağlı olarak erkek hastaların tedaviye daha hızlı cevap verdiği söylenebilir.
Resim4.1: Lazer uygulama
Epilasyon uygulamalarının kalıcılığı, kozmetik sektörünün önemli gündem maddelerinden biridir. Bu alanda yıllardır süregelen çalışma ve araştırmalarda sağlanan sonuç; epilasyon süresini olabildiğince uzatmak olmuştur. Ne yazık ki en gelişmiş epilasyon yöntemi ve lazer sistemlerinde bile kalıcılık konusunda, kişiden kişiye değişen sonuçlar alınmaktadır
Lazer epilasyon yaptırmayı düşünen kişilerin en önemli beklentisi yapılan epilasyonun ömür boyu süreceğine dair inançtır. Bu inancı lazer epilasyon merkezleri ve lazer epilasyon cihazı üreticileri de desteklemekte böylece beklentiler yükseltilmektedir. Epilasyon yaptırmayı düşünenler, büyük beklentiler içine girmemeli, olumsuz sonuçlarla da karşılaşabilecekleri konusunda bilinçli olmalıdırlar. Kalıcılığın ömür boyu süreceği söylenemez.
Epilasyonda sağlanan başarı kişiden kişiye değiştiği gibi aynı kişide bölgeden bölgeye bile farklılıklar gösterebilmektedir. Lazer sistemleri günümüzde en uzun süreli kalıcı epilasyon sağlayan yöntemler olmakla birlikte, % 10’luk kesim epilasyona hiç cevap vermemektedir.
4.5. Lazer Epilasyon Uygulama Sonrası Dikkat Edilecek Noktalar
Flash lamba teknolojisi lazerden farklı bir mekanizmaya sahiptir. Adından da anlaşılacağı üzere fotoğraf makinesinin flaş ışığına benzer bir kuvvetli ve farklı dalga boylarında (550 nm den 1200 nm ye kadar) ışık elemanları taşıyan yüksek enerjili bir ışık sistemidir. Lazerde ışık enerjisi tek bir dalga boyundan oluşmaktadır ve çizgisel bir doğrultuda yayılmaktadır.
Flaş lamba teknolojisi ile epilasyonun mekanizması, lazer epilasyona benzer. Burada da yüksek enerjili ışınlar deriye uygulanarak kıl kökü hücresi etrafında bulunan melanin tarafından emilimi sağlar. Bu emilim sırasında açığa çıkan ısı enerjisi kıl kökü hücresini tahrip eder. Böylece ölen kıl hücresi yeni kıl üretemeyerek epilasyon sağlanmış olur. Flaş lamba epilasyon sistemi, lazer epilasyona benzer yararlara ve sakıncalara sahiptir. Bu sistemde değişik dalga boyunda ışınlar kullanıldığından değişik ten ve kıl renklerine sahip kişilerde hatta aynı kişide farklı bölgelerde bile bu dalga boyları değiştirilerek en uygun ışık dalga boyu ayarlanabilme özelliği vardır. Bu özellik, tedavide belli bir esneklik sağlarken uygulamayı yapan kişinin beceri ve tecrübe gereksinimini artırmaktadır. ayva tüylerde, flaş lamba epilasyon sisteminin lazer epilasyona göre daha etkili olduğuna dair genel bir görüş hakim bulunmaktadır. Hangi sistemin daha iyi olduğu kişiden kişiye değişmektedir. Bilimsel çalışma ve yayınlar, flaş lamba teknolojisi ile sağlanan epilasyon başarısı ve yan etkilerin lazer epilasyon sisteminde gözlenen oranlarda olduğunu kanıtlamaktadır.
İlk yapılan bilimsel çalışmalarda tek seans tedaviden 12 hafta sonra kıl sayısında %50-60 oranında azalma olduğunu işaret etmiştir. Birden fazla seans uygulanan tedavilerde kıl oranındaki azalma daha yüksek oranlara çıkarak son tedaviden 6 ay sonra yapılan gözlemlerde % 75’e varan oranlarda kıl azalması olduğu gösterilmiştir.
Yüksek doz ve uygun olmayan cilt rengine (örneğin esmer ciltlerde) sahip kişilerde daha sık olmak üzere yanık, su toplama, ciltte açık renk beneklenme, koyu renk beneklenme, cilt üzerinde kabuklanma gibi yan etkiler nadir olarak olsa da görülebilmektedir.